Çocukluğuma damgasını vurmuş,
doğurmadan önce ulan ne yemişler bizi dediğim 3 kült film
freddy'nin kabusu , chucky ve exorcist'ti.Bu aralar hepsinin
gerçeklik payı olduğunu düşündüren bir hayatım var. Kuzu
yaşından 1 hafta önce yürümeye başladı .Önce pek cesareti
yoktu ,tereddüt ettiği her an popoyu yere koyuveriyordu ama çabuk
kavradı mevzuyu ;''Hımm sağ ayak geliyor soldakinin önüne doğru
tamam şimdi sol ayağı öne götür ama aynı anda yapma bunu
kafayı karpuz gibi yarıyordun geçen gün oğlum ''. bu iki ayak
hala birbiriyle tam koordineli çalışmasada paşa kendiyle yarış
halinde olduğu için olayı çözer gibi olduktan hemen sonra
koşmaya çalıştı. Bunun sonucu anneye yani bana full adrenalin
dolu dakikalar olarak geri döndü. Bir ay içinde 4 kez dudağımız
patladı bir kez kulağımız morardı. Şimdi okurken insanın
aklı kulak morarmasını almıyor . Pizza kulesi eğikliğinde durup
koşmaya çalışın ,yanlayarak düşmenin artistik puanlarını
bir kaç denemede yükseltirsiniz . (Yeni yürüyen bebekler tek
seferde iyi puanlar yapabiliyor) Bu bağımsızlık halini kazanalı
beri zaten gıcık olduğu bebek arabası ve oto koltuğuna
oturmaya tamamen itiraz ediyor. Bebek arabasında sallanmadan
uyumayan oğlum , uykudan artık gözlerini yerinden çıkarasıya
kaşırken bile o exorcistteki gariban kız gibi ters köprü
kuruyor . Dikkatini dağıtmak için cüzdan , kredi kartı , araba
anahtarı ne varsa veriyoruz , ağlamasında .. Zaten o hacimde bir
insan yavrusunun yakında cam çerçeve indiricek ses desibeli
özelliğini fazla kullanmaması için verdiğim uğraş insanüstü
. Bazen bu yolla bana işkence ettiğini düşünmedimde değil ,
çünkü eğer arabayla bir yere gidiceksek ,zamanlı yetişmemiz
gereken biryerse ulaşım süresi artı 30 dakika oto koltuğuna
bağlama sanatı icraası olarak saatlerimizi ayarlayıp öyle
hareket ediyoruz. Evdeki yüzüne bakmadığı bir sepet oyuncağı
arabaya indirdim şanslıysam 3-4 oyuncakla koltuğun kemerini
güç bela takabiliyorum , havasında değilse exorcist ters köprü
sahnesinin çekimlerine geri dönüyoruz. Sonunda 9 kilonun üzerine
çıktığı için arabadaki tahtı değiştirdik. Ben camdan
bakar oyalanır yolda arıza yapmaz diyordum ,elbette ki
yanılmışım artık olayın camdan bakamama olmadığını
,oğlumun 2000 li yıllarda hala nasıl corporal transportasyonun
keşfedilmediğine isyan ettiğini anladım. Çünkü gidilen yol
uzunda kısada olsa varış noktasına mutlu ve tatmin olmuş
şekilde iniyoruz. Bende geçici bir işitme kaybı oluyor , birde
arada telefonu arabanın üstünde cüzdanı kasada unutuyorum
ama şimdilik bulamadığım olmadı. Çocuk oldumu akıl bir
yerlere gidiyor zaman zaman.
İzmirde yaz sıcak ve nemli geçiyor.
Öğrendim ki oğlum klima ve vantilatörden hiç haz etmiyor.
Uyuyabileceği serin bir yer bulmak zorunda kaldık böyle olunca.
Kuzu balkonu tercih etti. Uzun bir süre balkonda yattık. Kamp
kurduk her sabah yatak topladık her gece yatak açtık . Paşa
çadırında rahat rahat uyudu ama annede hala bir bel ve sırt
ağrısı hakim .Ha babaylada yatakları ayırdık durum böyle
olunca ..Babada hangi durumun hakim olduğu konusuna girmiyorum.
Sıcaktan bunalmış olsakta güneşe ve havuza bayılıyoruz
ikimizde . Noyan yüzmeyi bende çocuğa su yutturmadan havuzda
tepişme yeteneğimi epey geliştirdim. Diş çıkarmaya verdiğimiz
kısa arayı sonlandırdık. Geçirdiğimiz kısa dönem huzurlu
sezonu sağolsun aynı anda 4-5 diş çıkararak unutturmayı
başardı kuzu. Bir sabah hatırlamıyorum hangi istediği şey için
ağlıyorsa bir baktım çocuğun üst damağında tam bu azı
dişlerinin yerinde bademcik gibi bir şey sallanıyor. Azılı azı
dişi yavrumun damağını ikiye yarmış meğer .bir parça et
sallanıyordu damağında. Elbette yemek yemeyi bıraktık. Hatta
bazı gün sadece su ve formulayla geçirdiğimiz oluyor. Ağzını
bir kapıyor kaşığı görünce eskiden zarla zorla sokuyordum
dişleri yokken şimdi onlarıda kenetliyor ..Eskaza ağzını
açarsa bu sefer jackie chan gibi bir tokatlıyor kaşığı ,
nereyi denklerse oraya fırlatıyor yemekle beraber. Annede pes
ediyor tabi ,birde temizliğe nerden başlasam diye düşünüyor.
Ekleme ihtiyacı hissettim. Evimize gelen bir hanım vardı temizliğe
. Abla ben memlekete gidiyorum tatile dedi bir daha aramadı.Saolsun.
O kadar diş çıkınca ısırmak kuzu için eğlenceli bir hal
aldı. Açsa uykusuzsa kesin ısırıyor. Toksa uykusunu aldıysa
eğlencesine ısırıyor. Omzumda boynumda kollarımın muhtelif
yerlerinde sanki işkenceye uğramışım gibi bir görüntü var
.Halbuki dişlerimiz kaşınıyor ya da dünyanın en tatlı annesi
benim.
Temmuz ayında kuzu yaşına girdi .
Bir heyecanla dogum günü partisi hazırladım elbette. Fotoraflı
magnetler bastırdım. Doğum günü şekerleri yaptım. Harika bir
pastamız vardı Gelen herkes ve dahil olan sitenin çocukları çok
eğlendiler. Oyunlar oynadık su savaşı yaptık. 10 gün sonra
site yönetimi her daireye kağıt dağıttı. Bir daha burda doğum
günü yaparsanız topunuzu keseriz demeye getirmişler. Ismimizi
vermedikleri için kendilerine teşekkür ederiz. Kimse biz
olduğumuzu bilmiyor şşşhhhh!
Akşamüstleri bahçede diğer
çocuklarla oyun oynamaya indik. Bizim sitenin çocuklarının çoğu
tekerlekli ya paten sürüyor ya kaykaya biniyor. Noyan evde
tekerlekli tüm oyuncaklarına binmeye çalışıyor. (pizza
kulesinin yürüme çalışmasına biraz daha aksiyon adrenalin
şarttı zaten)
Kedilerin çilesi henüz bitmedi..onlarda dünyanın en tatlı kedileri Sağolsunlar tırmalamıyorlar .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder