Oğlumun uslu bir çocuk olduğunu
sanırdım artık eminim kesinlikle uslu bir çocuk .Doğduğundan
beri meğer hiç uyku sorunu çekmemişiz. Genelde 11 gibi uyur benim
kuzum. Saat birde uyumadıysa yaramaz çocuk yaftasını
yapıştırırız. Sabaha kadarda sadece karnını doyurmak için
uyanır. Birkaç gun önce altıncı ayımızı doldurduk hastalıksız
kazasız (bir kez ipsiz bungee denemesi haricinde) derken miniciğim
ilk defa hastalandı. Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim.
Birkaç gundur bende hasıl olan boğaz agrısı ve kuru öksürüğü
pek önemsemedim ,aslında yaklaşan hastalığın habercisiymiş.
Kuzuda bir iki gündür öksürüyordu. Bebekler annelerin sabrını
test etmek için garip günleri tercih eder. Huysuzluk yaramazlık
yapıcaksa ya da hastalanıcaksa illa ki sizin tek başınıza
olduğunuz bir günü seçerler. Bizde babanın nöbette olduğu bir
günü tercih ettik elbette. Halbu ki gün harika başlamıştı.
Gündüz uykularına dalarken biraz zorlansada ben beşiği
sallamaktan , sallarkende o gece iki kişilik yatağa çapraz yatma
hayalini kurarken hiçte şikayetçi değildim. Akşam saatlerinde
kuzunun öksürüğü bir derinlik kazanmaya başladı. Araya
katılan hapşırıklarla daha da renklenen öksürürklerimiz
eşliğinde gece yarısını kuzuyu uyutmak için ne numaralar
yapabilirim sorusunun cevabını arayarak geçirip yeni güne
başladım. Aralarda da arayıp babamıza rapor verdik. O da
nöbette çok merak etti , eve de gelemiyor diye.Birde telefondan
direktif vermeye niyetlendi hastaneye gidelim hemen diye ama çocuğun
ateşi yok , şimdi acile git saatlerce bekle onca daha hasta çocuğun
arasında kal ,çocuktan kan idrar istesinler , kan alınınca
ağlasın , sen ağla.. stres ..idrarı zaten almayı hiç becereme ,
gerek yok demem üzerine sonradan toparladı kendine geldi. Babalar
annelere kıyasla daha bi stres oluyorlar ama sallayınca geçiyor .
Saat 02.00 a kadar arabada sallama sonucu dört kez başarıyla
uyuttuğum oğlumu güvenle yatağına yatırıp odadan her
çıkışımda bir kere daha uyandı. Ve başa döndük. 2.30da
yatak odama sonunda ulaştım. Başucu lambam yanıyor, kitabımı ve
sırnaşık kedilerimizi kaçırmak için kullandığım lavanta
kokulu banyo sonrası spreyimi yastığın yanına saatler önce
koyup hazırlamıştım. Terliklerimi çıkardım yatağa uzandım,
yorgana dolanıp kitaba uzanırken önce kediler davrandılar yanına
yatıcaz sev bizi diye. Spray saolsun onları kaçırdık .Bir an
için sessizlik hakim oldu ve odadan kuzunun sesi gelmeye başladı.
Yerimden hemen fırladım. Karnını doyurdum , su verdim. Uyudu. O
gece yaklaşık yarım saatte bir olmak üzere uyanan kuzuyu pışpışla
, kucakta salla , bebek arabasında salla ,kucakta evi tavaf et
tekrar mama ver salla fiillerini gerçekleştirerek geçti. Koridor
da kat ettiğim mesafe sabaha karşı artık bana edirne istanbul
seyahati gibi geliyordu ve ben jet hızıyla hareket etmek
zorundaydım. Bir umut gündüz uyuduğunda bende uyurum diye
avuttum kendimi ama elbette olmadı. Geceye göre nispeten daha
rahattık. Ben bilmemkaçıncı kahvemi aç karnıma içmiştim.
Kuzunun iştahı yerindeydi. Saolsun çok yormadan ne versem yedi.
Ama öksürmeye ve arada huysuzlanmaya da devam etti. Termometreyi
ve emektar steteskobumu elimin altında bulundurdum ,her fırsatta
ateşini ölçüp sırtını dinledim yavrunun. Akşam babamız
geldi , ben perişan haldeyim. Ensemdeki saçlar kuzunun minik
elleriyle çekilmekten yumak olmuş. Saolsun devraldı nöbeti
halime acıyıp. Banyo yapıp uyudum bir-iki saat. Kuzu bir önceki
gece beni telef ettikten sonra kendini daha da bir geliştirmiş
olucak ki ikinci gece iki yetişkin projesini başlattı. Ayakta
sallanmayı zaten sevmiyor. Arabada uyutmaya alıştırmışız.
Gözleri kıpkırımzı olmuş ama hala direnişte. Kucağımıza
alıp sakinleştiriyoruz. Arabaya koyarken yine KaFa1500 (harrynin
süpürgesi) yutmuş gibi dikilip çığlıklar atıyor. Ne biberonla
kanıyor , ne emzikle.. Sonunda dişleri çıkarken sürdüğümüz
jelden sürdük biraz ağzına, yalanırken uyudu. Ama her
öksürükle yeniden uyandığı için bizim nöbet devam etti. Sabah
telef edilmiş iki yetişkin olarak uyandığımızda baba çalar
saatin sesini hiç duymadığından saat 9 olmuş ,kuzuda öksürüp
ağlayıp tekrar uyutulmaktan farımış halde olmasına rağmen
hala yatağında güreş tutuyordu. Üzerine ne giyip çıktığını
bile hatırlayamadığım babayı işe apar topar yolcu ettik.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir derler ya.. nolucak yalnız çocuk
bakıyorsun, keşke ben evde olsam sen çalışsan diyen adam
kuzunun exorcist haliyle bir gece geçirdikten sonra imana geldi.
Rapor almış eve gelmiş yardıma . Annemiz bizim , anaların hakkı
ödenmez diye boşuna demiyorlar filan dedi saolsun, beni yatırıp
tekrar dinlendirdi. Zaten bir kuzu öksürüyor , bir ben..
hapşırıklarımız öksürüklerimiz yarışıyor. Biraz tıbbın
mucizeleri , biraz bitki çaylarından faydalanarak uyandığımda
yepyeni biri gibi kalkmayı başardım. Baba kuzuyu kanguruya
koymuş, evdeki tüm biberonları tüketmiş , meyvesini
yediremedim ben bunun diye dem vuruyordu salonda . Tam biberonları
yıkayıp ortalığı toplamayı gözüme kestirmişken , baba sen
kuzuyu al ben hallederim kalanları diye atladı. Kuzuyu bana
sattıktan ! Sonra nerdeyse hiç görmediğim bir hamaratlıkta
mutfağı topladı , bberonları yıkadı ve yemek yaptı. Yemeğimizi
yedikten sonra da salondaki kanepede inzivaya çekilmek için izin
istedi. Müsaade sizin dedim , deliksiz uyumuşum 2-3 saat , seni mi
kırıcam babacık :)..Gün içinde kuzuya rahatlasın diye bir kaç
kez ilaç vermek zorunda kaldık. Yavrum tadını beğenmiyor ,
ağzını açmıyor , burnunu sıkıp vermeye çalışıyoruz
koluyla kaşığa vuruyor, bu kez kollarını tutup burnunu sıkığ
ağzını açtırıyoruz . Ağlayıp ortalığı yıkıyor. Sonra
alıyorum kucağıma sümüklerini bi yandan çekip bi yandan omzuma
silip rahatlıyor. Ağlaması kesilince çok bağırdı diye öksürük
artıyor .Baba uyuklarken kuzuda biraz uyukladı. Bende yanlarında
biraz ayaklarımı uzattım (10 dakika) sonrada rutin ev
işlerinden yapabildiklerimi elden geçirdim. Akşam banyosunu
yaptırıp yeni kıyafetler giydirdik. Biraz rahatladı. Sonra yeni
işkence metodu bulduk ,burnu biraz tıkanır gibi oldu , serum
fizyolojik sıkalım vakitlice de tıkanmasın tam dedik. Bir posta
daha ağlattık kuzuyu. Gece biraz keyfi geldi. Oyun oynadık ,bu
sefer onun istediği kadar televizyon izledik ve gece öğününü
yedirmek için bildiğimiz diğer maymunlukları yaptık . Babamızı
erken yatırdık ki benim pilim biterse çıldırtıcak bi veli
kalsın kuzuya diye. Gitmeden babamız tarafımıza 2014 /1 olarak
numaralandırdığı gelen evrakı takdim etti. Aynen aktarıyorum;
Aile İdaresi Başkanlık
Makamına,(hımm bana hitap ediyor)
Muhterem karıcığım, 06.08.2008
tarihinden itibaren hizmet vermekte olduğum ve gurur duyduğum aile
iş istihdamı ile ilgili olarak nacizane aksaklık tespitim
bulunmakta.
İş bu dilekçeye konu olan
benden olma senden çıkma huysuz oğlum nomin paşanın bakımına
istihdam edilmem bu konudaki düzeltilemez yeteneksizlik , bilgi ve
tecrübesizliğim ortaya çıkmıştır. Bu durumda bilgi beceri ve
yeteneklerim göz önüne alınarak daha uygun hizmet alanlarına
istihdam edilmem gerekliliğini gerek siz gerekse benim memnuniyetim
ve ailemizin ve muhterem ailemizin babası nazicane ben açısından
hayati öneme haiz olduğunu düşünmekteyim.
Gereğini arz
ederim.
Yüzümde bir gülümseme , bu gece ki
nasıl uyumak istiyorum bulmacasını çözmeye başladım. Takribi
3 saat sürdü kuzunun uykuya dalması. Kucağımda gezerken başını
omzuma koydu , sümüklerini üstüme silip saçlarımı minik
parmaklarıyla yolarken uyudu. Korkarak yatağına koydum. Ama
şansım yaver gitti. Minik kuzular , hastalığınız dert oluyor
bize.. Burnunuzu çekmeyi bilmiyorsunuz , sümükleri çıkarmayıda
.. kendi öksürüğünüzden korktuğunuz oluyor.. Ateşiniz çıksa
, bizim eteklerimiz tutuşuyor. Eminim her annenin gördüğü en
güzel en sevimli sümüklü burun kuzusununkidir , ama siz yinede
hasta olmayın e mi..??
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder